Kiralama Servisi sözcükleri okunuyordu.
İçi yine o tatlı gururla doldu. Başardık, Steven.
"Serserilik mi yapıyorsun?"
Zeke Phillips hangarın geniş kapısının önünde
durmuş, ellerini bir paçavraya siliyordu. Omuzlarına
dökülen kırlaşmış saçları ve her yanındaki makineyağı
lekeleriyle tam bir tamirci gibi görünse de Jenny bu
mütevazı görünüşün altında kıvrak ve şakacı bir zekânın
her zaman hazırda beklediğini biliyordu. Zeke aynı
zamanda Batı kıyısının en iyi deniz pilotlarından biriydi.
"O motorla oynamayı bitirdin mi?" diye sordu Jenny,
sesindeki kaygıyı gizlemeye çalışarak. Son dokuz aydır
aynı oyunu oynuyordu.
Zeke yan yan sırıttı. "Neredeyse bitiyor."
"İyi. Yarın sabah saat onda seferimiz var."
"Bunu unutacağımı sanmıyorum. Ne de olsa bu
haftaki tek seferimiz."
Jenny bir an için irkildi. Zeke'nin bu sözü onu tam
kalbinden vurmuştu. "Hatırlatma, lütfen."
"Evet, bunu hatırlatmama gerek yoktu sanırım. Ancak
belki de, bugünün çarşamba olduğunu söylemem
gerekiyordur." Kol saatine bir göz attı. "Yaklaşık olarak
yirmi dakikan var."
Jenny, "Çarşamba mı?" deyip eve doğru koşmaya başladı. "Bunu bana daha önce söylemen gerekirdi."