Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik
59. Yukarıda ifade edilen olguların
yanı sıra, somut olay bakımından
bağlayıcı olmasalar da, başvurucunun,
katkı payı ödemelerinin ücret olarak
vergilendirilmeyeceğini düşünmesini
gerektirecek başka olgular da
bulunmaktadır… İkinci olarak, benzer
şekilde munzam sandık kuran ve
çalışanları adına katkı payı ödemesi
yapmakta olan bir başka kurumun, bu
ödemelerin ücret olarak vergilendirilip
vergilendirilmeyeceği hususunda
tereddüde düşmesi dolayısıyla verdiği
dilekçe üzerine kendisine verilen
2126-32-241 sayılı ve 1967 tarihli
muktezada, Maliye Bakanlığı Gelirler
Genel Müdürlüğü (Gelir İdaresi
Başkanlığı), bu ödemelerin ücret olarak
vergilendirilmeyeceği yönünde görüş
bildirmiştir. Bir ödemenin ücret olarak
nitelendirilmesine ilişkin Özek Hukuk
ve Vergi Hukuku disiplinlerinin farklı
ilkeleri bulunmakla ve mukteza subjektif
bağlayıcılığı olan bir hukuk kaynağı
olmakla birlikte, kanun hükümlerinin
açık olmaması karşısında, diğer
faktörlerin yansıra bu olguların da,
katkı payı ödemelerinin ücret olarak
vergilendirilmeyici yönündeki başvurucu
algısı üzerinde etkili olduğu aşikardır.
61. Açıklanan nedenlerle,
öngörülebilirliğin ancak 2013 tarihli
Danıştay Daire kararlarıyla söz konusu
olduğunun anlaşılması karşısında başvuru
konusu vergilendirme işleminin ilişkin
olduğu vergilendirme dönemi (2007 yılı)
itibariyle, Anayasa’nın 73. maddesinin
üçüncü fıkrasında yer alan verginin
kanuniliği ilkesi gereği kanuni düzeyde
sağlanması gereken öngörülebilirliğin
sağlanamadığı, kanun hükümlerindeki
öngörülemezliğin kanun altı idari
uygulamalar ve düzenlemeler veya
yargısal içtihatlarla giderilemediği, bu
durumda başvurucu tarafından 2007
yılında Vakfa ödenen katkı paylarının
ücret sayılarak vergilendirilmesine
ilişkin işlemlerin, öngörülebilir kanuni
dayanağının bulunmadığı anlaşıldığından,
vergi asılları bakımından varılan sonuç
dolayısıyla vergi cezaları bakımından
ayrıca değerlendirme yapılmasına gerek
görülmeyerek, Vakfa yaptığı katkı payı
ödemeleri üzerinden vergi ve ceza tahsil
edilmesi nedeniyle başvurucunun,
Anayasa’nın 35. maddesinde güvence
altına alınan mülkiyet hakkının ihlal
edildiğinin kabul edilmesi gerekir.”
60. Bu değerlendirmeler sonucunda,
(…) katkı paylarının ücret olarak
vergilendirilmeyeceğine ilişkin başka
bir kuruma verilmiş mukteza bulunması
hususları karşısında, başvuru konusu
vergilendirme döneminde (2007 yılı)
söz konusu katkı payı ödemelerinin
ücret kapsamında değerlendirilerek
düşünülemeyeceği, bu gerekçelerle
başvurucudan, bu ödemelerin vergiye
tabi olacağını öngörmesini beklemenin
mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
Özelgeler İçin Süreklilik Esasına Göre
Çalışan Bir Birimin Kurulması
Özelge verilmesi işlemlerinin merkezde
kurulan bir komisyon vasıtasıyla
yapılması, taşra birimlerinin aynı konuya
ilişkin olarak birbirinden farklı yönde
çelişkili görüşler verilmesine engel
olmuştur. Ancak söz konusu komisyonun
toplantı sayılarının ve sürelerinin
kısıtlı olması nedeniyle, vergiye ilişkin
ödevlerini yerine getirirken tereddüt
duyan mükelleflerin özelge taleplerine
Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Sorumlu Vergicilik
83