Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik
Burada mükellef hakları bildirgesini
internet sayfasında yayınlamak dışında
sürekli atıf yapan bir İdare’nin yapılan
düzenlemenin hukuka uygun olmadığının
da farkına varması gerekir. Bir başka
ifade ile kanun devleti ve hukuk devleti
ayrımının ne olduğunu bilmesi gerekir…
Bu açıklamalar neticesinde vergi
inceleme elemanlarının aslen bağlı
oldukları kanun düzenlemeleri
yanında İdare tarafından çıkarılan ve
vergi hukuku bakımından asli kaynak
niteliği bulunmayan genel tebliğ ve
sirkülerle de bağlı kılınması hukuka
aykırıdır.
Yukarıda ifade ettiğimiz hususlar konunun
ilk kısmıdır. Durum İdare tarafından
çıkarılan 425 sıra numaralı Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliği (RG: 27.3.201328600) ile daha da vahim bir hale
gelmiştir. (…)
Söz konusu tebliğ kapsamında, inceleme
raporları Merkezi Rapor Değerlendirme
Komisyonu ile diğer rapor değerlendirme
komisyonları önünde değerlendirilirken
özelgelere uygunluğunu da kontrol
edeceklerdir. Bu durumda inceleme
raporlarının sadece tebliğ veya sirküler
değil aynı zamanda muktezalara da uygun
olması gerektiği ifade edilmektedir.
Görüldüğü üzere inceleme ile
ilgili maddede yer alan inceleme
raporlarının genel tebliğ veya sirkülere
aykırı olamayacağı düzenlemesinin
hukuka aykırı olduğunu ifade
ederken bu kez muktezalar da buna
eklenmiştir. Üstelik bağlayıcı olmayan bir
genel tebliğ düzenlemesiyle hukuka aykırı
kanun metni değiştirilmeye çalışılmakta
bir bakıma hukuka aykırılık dozu
arttırılmaktadır.
Burada muktezalar bakımından da bir
sınıflandırma yapılmakta, sadece Gelir
İdaresi Başkanlığı tarafından verilen
muktezalara aykırı rapor yazılamayacağı
belirtilmektedir. Bu durumda İdare
içindeki farklı muktezaların da inceleme
elemanları tarafından bilinmesi ve
buna göre rapor yazılması gerektiği
açıklanmaktadır. Raporda, özelgede
yer alan görüş aksine bir tenkit varsa
rapor olumsuz değerlendirmeye
konu edilecek ifadesiyle bu yönde
hazırlanacak raporların kabul edilmeyeceği
inceleme elemanlarına ve mükelleflere
duyurulmaktadır. Tebliğ metninde yer
alan daha garip bir ifade aynı zamanda
Türkçe’nin kullanım hatalarından bir
tanesini göstermekte ve ifadeyi daha
da anlaşılmaz bir hâle sokmaktadır.
Buna göre, Rapor Değerlendirme
Komisyonu’nun dikkate alacağı özelgenin
ilgili konuda Gelir İdaresi Başkanlığı’nca
verilmiş en güncel özelge olması
gerektiği tabiidir. En güncel ifadesindeki
en terimi dikkate alındığında mükellefler
ve inceleme elemanları tarafından tarih
bakımından en güncel olanın mı, yoksa
konunun gelişimi bakımından en güncel
olanın mı uygulanacağı hususunda
tereddütler yaratması mümkündür. Zira
eski tarihli bir inceleme bakımından tarih
esas alınarak en güncel bir muktezaya
başvurmak mümkün olmayabilecektir.
Bu gelişmenin bir adım daha ötesine
geçecek olursak İdare bu sefer de
2.4.2013 tarih ve 63 sayılı Vergi Usul
Kanunu Sirküleri çıkararak 425 sayılı Tebliğ
ile ilgili açıklamalar yapmıştır. (...)
İdare bu sefer de, Gelir İdaresi
Başkanlığınca verilmiş olan muktezalar
ifadesi konusunda detaylandırmaya
gitmiş ve Vergi Usul Kanunu’nun
413(3). maddesi kapsamında komisyon
marifetiyle oluşturulan muktezaların
dikkate alınacağını belirtmiştir.