KPMG Turkey Publications | Page 88

Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik karşı dava açmaları mümkün değildir.xxvi Fakat hukukun genel ilkelerinden hareketle, ihtirazi kayıtla beyan vergi hukukunun uygulanmasında yerini almıştır. Bu çerçevede mükellefler kendilerine verilen özelge çerçevesinde hareket ederek beyanda bulunup ardından yapılan açıklamalardan yasalara aykırı olduğunu düşündükleri hususlar için dava açabilirler. Vergi Denetim Elemanlarının Yetkilerinin Kısıtlanmasına Yönelik Düzenlemeler ve Doğurduğu Sonuçlar Vergi Usul Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonraki yaklaşık elli yıllık uygulama süresince, vergi inceleme elemanlarının yaptıkları incelemeler esnasında yönetmelik, genel tebliğ, genelge gibi ikincil mevzuatı ve mükelleflere verilmiş bulunan özelgeleri dikkate alacakları yönünde zorlayıcı herhangi bir yasal düzenlemeyle karşılaşılmamıştır. Bu çerçevede inceleme elemanları yaptıkları incelemeler sırasında, idarenin herhangi bir etkisi altında kalmaksızın kendilerini doğrudan doğruya kanun hükümleriyle bağlı olarak saymış, kanun hükmünden ne anlaşılması ve ne şekilde uygulama yapılması gerektiğini kendileri yorumlamışlardır. Bu süreç boyunca inceleme elemanlarının zaman zaman genel tebliğlerde yapılan açıklamalara veya mükelleflere verilmiş bulunan özelgelerde yer alan görüşlere aykırı inceleme raporları düzenledikleri görülmüş olup bu durum vergi idaresinde yetki karmaşasına ve uygulamanın yürütülmesinde iki başlılığa neden olmuştur. Vergisel işlemlerini yerine getirirken titizlenen, yayımlanan genel tebliğlerde veya aldıkları özelgelerde yer alan açıklamalara uygun hareket eden mükelleflerin, daha sonradan inceleme elemanları tarafından tenkit edilmesi, mükellef nezdinde devletin güvenirliliğini ve ciddiyetini derinden sarsmıştır. Ayrıca her denetim elemanının bağımsız olarak çalışıyor olması nedeniyle, çoğu zaman belirli bir konuya ilişkin anlayış ve yorumlar kişiden kişiye değişir hâle gelmiş, inceleme elemanlarının kendi arasında dahi uygulama birliğinin sağlanmasında zorluklar çekilmiştir. Diğer taraftan hazineci yaklaşımla hareket eden bazı denetim elemanları, yaptıkları incelemeler sırasında vergi kanunlarında yer alan hükümleri zorlayacak şekilde yorumlayarak mükellefleri yargı mercilerinde hak arayışına itmiştir. Mükellefler tarafından açılan davaların sonuçlarına ilişkin istatistikler ise maalesef denetim elemanları açısından pek memnun edici olmamıştır. 6009 Sayılı Kanun’laxxvii, Vergi Usul Kanunu’nun “İncelemede Uyulacak Esaslar” başlıklı 140’ıncı maddesinde yapılan düzenlemeler ile vergi incelemelerinde bir dönem kapanmış, yeni bir dönem açılmıştır. Bu çerçevede incelemede uyulacak esaslar gözden geçirilmiş, vergi incelemesi yapanların vergi kanunları ile ilgili kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı vergi inceleme raporu düzenleyemeyecekleri hüküm altına alınmıştır. Ayrıca rapor değerlendirme komisyonlarının düzenlenen vergi inceleme raporlarını vergi kanunları ve yukarıda sayılan düzenlemelere ek olarak özelgelere uygunluğu yönünden de değerlendireceği belirtilmiştir. Söz konusu yasal düzenlemeye ilişkin olarak yayımlanan genel tebliğdexxviii yapılan açıklamalara aşağıda yer verilmiştir: “… Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar inceleme neticesinde tanzim edecekleri raporlarda vergi kanunlarıyla Vergi Usul Kanunu, Madde 378 6009 Sayılı Kanun, 01.08.2010 Tarih ve 27659 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. xxviii 425 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği, 27.03.2013 Tarih ve 28600 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. xxvi xxvii Sorumlu Vergicilik 75