Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik
görüşe aykırı olarak rapor düzenleyip
başka bir yönde yorum yaparak mükellef
nezdinde vergileme yapılmasını
isteyebilir.xxi Bu durumda uzun ve
karmaşık bir süreç işlemeye başlar.xxii
Vergi inceleme raporları öncelikle Rapor
Değerlendirme Komisyonları tarafından
okunmaktadır. Özelgeye aykırı olarak
yazılan vergi inceleme raporuyla ilgili
olarak bu aşamada bir çözüm yolu
bulunamaz ise bir sonraki aşamada
konu Merkezi Rapor Değerlendirme
Komisyonu’na aktarılmaktadır.
Merkezi Rapor Değerlendirme
Komisyonu inceleme elemanını haklı
bularak özelgede hata bulunduğu
sonucuna ulaşır ise bu komisyon
üyelerinden üçü ile özelgeyi veren
komisyonun üyelerinden ikisinin
bir araya geleceği bir komisyon
oluşturulmakta ve herkesi bağlayacak
olan nihai kararı bu komisyon
vermektedir. İşte bütün bu süreç
sonunda çok istisnai olsa da verilmiş
bulunan özelgelerin iptal edilmesi
söz konusu olabilir. Diğer taraftan
vergilendirilen kesimlerin gösterdiği
toplumsal direnç, buna bağlı olarak
baskı gruplarının harekete geçmesi,
ardı ardına gelen olumsuz yargı kararları
ve benzeri nedenlerle idare bazen
uygulamanın yönünü değiştirmek
zorunda kalabilir.
Bu açıklamalar çerçevesinde
mükelleflerin vergisel durumuna
ilişkin almış oldukları özelgeye uygun
davranmakla birlikte, alınan özelge daha
sonradan iptal edilirse yahut uygulama
tarzında değişiklik olursa mükellef
adına gereken vergi tarhiyatları yapılarak
sadece vergi aslı aranacak olup mükellef
yanıltılmış olduğundan kendisine vergi
cezası kesilmeyecek ve gecikme faizi
hesaplanmayacaktır.
Vergi Usul Kanunu, Madde 140/5
Vergi Usul Kanunu, Madde 140/6
xxiii
Vergi Usul Kanunu, Madde 413
xxiv
Vergi Usul Kanunu, Madde 369
xxi
xxii
Sirkülere Uygun Davranan
Mükelleflerin Sağladığı Avantajlar
Mükelleflerin vergisel ödevlerini
yerine getirirken karar vermekte
zorlanıp görüş ve açıklama
istediklerinde, Gelir İdaresi Başkanlığı
kendisinden istenen açıklamaları
özelge ile yanıtlandırabileceği gibi,
aynı durumda olan tüm mükellefler
bakımından uygulamaya yön vermek
ve açıklık getirmek üzere sirküler de
yayımlayabilmektedir.xxiii Yayımlanan
sirkülerde yapılan açıklamalar
doğrultusunda davranan mükellefler,
gerçekleştirdikleri vergisel işlemlere
ilişkin olarak doğal olarak herhangi bir
eleştiri ile karşılaşmamaktadır.
Diğer taraftan idarenin bir hükmün
uygulanma tarzı konusunda genel
tebliğ veya sirkülerde daha sonradan
değişiklik yapmak suretiyle görüş
ve kanaatini değiştirmesi hâlinde,
oluşan yeni görüş genel tebliğ veya
sirkülerin yayımlandığı tarihten itibaren
geçerli olup, geriye dönük olarak
uygulanamaz.xxiv Bu yasal düzenleme
sirkülere uygun şekilde hareket eden
mükelleflere hukuki güvence sağlamak
amacıyla yapılmış olup madde
gerekçesindeki açıklamalara aşağıda
yer verilmiştir:4
“…Yapılması öngörülen düzenlemenin
amaçlarından birisi de idarede istikrar
ve vergide öngörülebilirlik ilkelerine
uygun bir şekilde, mükelleflerin
yetkili makamların genel tebliğ veya
sirküler vasıtasıyla oluşturdukları
görüş ve kanaatlerini değiştirmiş
olmaları nedeniyle geriye dönük
olarak öngöremeyecekleri bir
tarhiyat yükümlülüğü ile karşı karşıya
kalmamalarını sağlamaktır.