Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik
Özelge Uygulaması:
Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Bülent Ak
Şirket Ortağı,
Vergi Bölümü
Yeryüzünde demokratik parlamenter sistemlerin ortaya
çıkması, vergi toplanması ile çok yakından ilişkilidir. Tarihte
kralların istediği zaman ve istediği şekilde vergi toplamaya
çalışması vergi ödeyen kesimlerde doğal olarak büyük bir
dirençle karşılaşmıştır. Kralların sahip olduğu bu yetkilerin
kısıtlanmaya çalışılması sonucunda, vergi toplanmasına
ilişkin kurallar önceleri yurttaş haklarına ilişkin bildirgelerde
yerini almıştır. Ancak kralların vergi toplanmasında keyfiliğini
sınırlayan gelişmeler bununla sınırlı kalmamıştır. Vergilerin
kimlerden ne şekilde ve nasıl toplanacağı konusunda
zamanla parlamentolar söz sahibi olmaya başlamış, bu
durum parlamenter rejimlerin doğuşuna yol açmıştır.
Büyük Britanya’da vergi ödeyenlerin temsilcilerini
parlamentoya göndermesi ve ödeyeceği vergiler konusunda
söz sahibi olmaya çalışmaları sonucunda “Temsilsiz vergi
olmaz” ilkesi hayata geçirilmiştir. Vergi ödeyen İngiliz
yurttaşları bu ilkeyi öylesine benimsemiştir ki bu ilke
Amerika Birleşik Devletleri’nin kuruluşunda bile önemli
bir rol oynamıştır. Amerika kıtasındaki İngiliz kolonilerinde
yaşayan İngiliz göçmenler, Britanya vatandaşlarından
farklı olarak doğrudan vergilendirilmemiş ve İngiliz
Parlamentosu’na temsilci göndermelerine izin verilmemiştir.
İngiliz egemenler çay ve benzeri günlük tüketim malları
üzerinden alınan yüksek oranda vergilerle gelir kayıplarını
telafi etmeye çalışmıştır. Ancak ödeyecekleri vergiler
konusunda söz sahibi olmak isteyen göçmenler bu duruma
daha fazla katlanmak istememiştir. Boston Limanı’nda
İngiliz gemilerindeki yüksek vergili tonlarca çay, Kızılderili
kılığına giren göçmenlerce denize dökülmüş, Boston Çay
Partisi olarak tarihe geçen bu protesto eylemi Amerikan
Bağımsızlık Savaşı’na yol açan kıvılcımlardan biri olmuştur.
Günümüzde demokratik parlamenter rejimlerde
vergilendirmeye halkın temsilcilerinin içinde bulunduğu