KPMG Turkey Publications | Page 63

Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik Rapor Değerlendirme Komisyonları’nın teşkil edilmesinden sonra bu durum daha da dramatik hâle gelmiştir. Uzlaşma komisyonlarında bazen hukuki tezleri ileri sürüleceği yerin uzlaşma komisyonu değil rapor değerlendirme komisyonu olduğu ifade edilmektedir. Rapor okuma komisyonlarındaki görüşmelerde mükelleflere vergi inceleme raporlarının verilmemekte ve mükellefler neyle eleştirildiklerini bilmeden görüşmelere katılmaktadır. Böyle bir ortamda mükelleflerin etkin ve adil bir şekilde hukuki durumlarını savunmaları mümkün olmamaktadır. Uzlaşma komisyonlarında da hukuki tezler değerlendirilmeyecek ise mükelleflerin tezlerini ileri sürmek için başvurabilecekleri tek yer yargı yoludur. Bunun uzlaşmanın amacıyla uyuşmadığı açıktır. Dolayısıyla hukuki tartışmanın hangi komisyonda eşit şartlarla yapılacağının ilgili yönetmeliklerde açık şekilde düzenlenmesinde fayda vardır. Uzlaşmanın vergi inceleme elemanları üzerinde de birtakım etkileri olabilir. İdarenin kendi vergi inceleme elemanlarının hazırladığı raporlara yüksek ölçüde itibar etmediği sonucu çıkarılabilecektir. Bu da raporların belirlenmiş konularda, daha az özenle ve olabildiği kadar yüksek matrah farkını içerecek şekilde hazırlanmasına sebebiyet verebilir. Ayrıca ihtilafların büyük ölçüde uzlaşma ile sonuçlanması, önemli konularda mahkeme içtihatlarının oluşması engellemekte veya geciktirmektedir. Uzlaşmanın sağlanması kesinlikle mükellefin veya idarenin somut olayda hukuken haklı veya haksız olduğu anlamına gelmemektedir. Bu açıdan mükellefin ya da idarenin uzlaşmış olması ileride mükellefin muhatap olabileceği başka vergi incelemeleri ve vergi cezaları açısından bir hukuki bağlayıcılık teşkil etmez. Uzlaşma uygulamalarında verimlilik ve vergide adalet ilkelerini eşit seviyede sağlayacak bir yaklaşım benimsenmelidir. Mevcut uygulamada ibre verimlilik tarafına kaymış gibi gözükmektedir. Uygulamayı vergi adaleti ve eşitliği lehine değiştirebilmek için yasa koyucunun idarenin uzlaşma yetkisine sınır koyması yararlı görülmektedir. VUK’ta uzlaşman ın tarhiyattan önce veya sonra yapılmasına göre iki uzlaşma yöntemi benimsenmiştir. Daha eski olanı ve daha yoğun kullanılanı tarhiyat sonrası uzlaşmadır. Tarhiyat öncesi uzlaşma ise 1986 yılından beri mümkündür. Hemen belirtelim ki tarhiyat öncesi veya tarhiyat sonrası uzlaşmadan sadece bir tanesi tercih edilebilir ve uzlaşmanın sağlanması durumunda dava yoluna gidilemez. Tarhiyat Sonrası Uzlaşma Tarhiyat sonrası uzlaşma tarhiyatlar yapıldıktan, diğer bir deyişle vergi/ceza ihbarnamesi mükellefe tebliğ edildikten sonra gidilebilecek yoldur. Tarhiyat sonrası uzlaşma kapsamına ikmalen, re’sen ve idarece tarh edilen vergiler ile bunlara ilişkin olarak kesilen vergi ziyaı cezaları girer. Mükellefler tarafından kanuni süresi geçtikten sonra verilen beyannameler nedeniyle tarh edilen vergi ve cezalar da tarhiyat sonrası uzlaşma kapsamındadır. Genel usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları, tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamındayken neden tarhiyat sonrası uzlaşmaya konusu edilmediği izaha muhtaçtır. Bir yasa değişikliği ile bu imkânın tanınması faydalı olacaktır. Uzlaşma talebinin vergi/ceza ihbarnamesinin, hak düşürücü süre olan, mükellefe tebliğ tarihini takip eden günden itibaren 30 gün içinde yapılması gerekir. Tarhiyat sonrası uzlaşmada kısmi uzlaşma talebinde bulunulabilir.