KPMG Turkey Publications | Page 42

Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik Bireysel Başvuru Hakkı Kapsamında Alınan Vergilemeye İlişkin AYM Kararları AYM bireysel başvuru hakkı kapsamında son dönemlerde vergilemeyle ilgili olarak önemli kararlar vermektedir. Bu kararların gerekçeleri, vergilemede dikkate alınması gereken temel ilkeler konusunda yol gösterici niteliktedir. AYM’nin 12/11/2014 Tarih ve 2014/6192 Numaralı Kararı Başvurucu Türkiye İş Bankası, çalışanlarına çeşitli menfaatler sağlamak üzere kurulmuş olan Türkiye İş Bankası Mensupları Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfı’na şubeleri vasıtasıyla yaptığı katkı payı ödemelerinin, vergi müfettişlerince yapılan vergi incelemesi sonucunda ücret olarak değerlendirilmesi dolayısıyla adına tarh edilen gelir vergisi ve damga vergisi ile kesilen zıyaı cezasına karşı açtığı davanın reddi nedeniyle mülkiyet ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu, vakfa yaptığı katkı payı ödemelerinin vergiye tabi ücret özelliği taşımadığını ve üzerinde çalışanlarının tasarruf yetkisi bulunmadığı bu ödemeler bakımından elde edilmiş olma unsurunun gerçekleşmediğini bu ücretlerin kıyas yapılmak yoluyla ücret olarak kabulünün verginin kanuniliği ilkesine aykırı olacağını ileri sürerek hukuka aykırı şekilde vergi tarh edilmesi ve ceza kesilmesi Anayasanın 35’inci maddesinde yer alan mülkiyet hakkının, Yargıtay kararları ve Maliye Bakanlığı muktezası dikkate alınmadan ücret kapsamına sokulması adil yargılama hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. “AYM tarh edilen vergi ve kesilen cezaların vergi yükümlüsü açısından öngörülebilir olmasını hukuki güvenliğin sağlanması için şart koşmaktadır.” AYM söz konusu başvuruyu kabul edilebilirlik ve esas açısından inceleyerek kabul etmiş, esasa ilişkin başvuruyu hem Anayasa’nın 35’inci maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkı hem de AİHM’nin mülkiyet hakkına ilişkin müdahaleye ilişkin içtihatlarını dikkate alarak değerlendirerek tazminata hükmetmiş ve dava ile ilgili olarak yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar görmemiştir. AYM’nin mülkiyet hakkı ihlali gerekçesiyle verdiği bu karar ülkemizdeki vergi uygulamaları açısından bir milat niteliğindedir. Zira, AYM bu kararındaki gerekçeler ile tarh edilen vergi ve kesilen cezaların vergi yükümlüsü açısından öngörülebilir olmasını hukuki güvenliğin sağlanması için şart koşmaktadır. Bu karar sonrasında vergi idaresi, ulaşılabilir ve öngörülebilir vergi uygulamalarına yön verecek kanun altı düzenlemeler olarak belirtilen düzenlemeler yapmayı planlamaktadır. Bunun izleri Yüksek Planlama Kurulu’nca hazırlanan ve 11 Ekim 2015 tarihli ve 29499 sayılı Resmi Gazete ile açıklanan 2016 – 2018 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Mali Plan (OVMP) içinde yer alan Gelir Politikasına İlişkin Olarak İlke ve Hedefler arasında sayılmıştır. Bu hususun bir önceki planda yer almadığı görülmektedir. OVMP’ye göre vergilemede istikrar ve öngörülebilirlik esas alınacaktır. Sorumlu Vergicilik 29