Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik
Hak Arama Hürriyeti: Hak arama
hürriyeti kısıtlanması mümkün olmayan
bir hürriyettir. Buna göre herkes meşru
vasıta ve yöntemleri kullanarak yargı
önünde iddia ve savunma ile yargılanma
hakkına sahiptir.
Kazanılmış (Müktesep) Hak: Hukuka
uygun şekilde kazanılmış haklar -hakkın
kullanımı için gerekli şartlar yitirilmedikçebireylerin elinden alınamaz.
Ceza ve Suçun Kanuniliği: Kanunun
açıkça bir şekilde suç saymadığı bir
fiil için kimseye ceza verilemez ve
güvenlik tedbiri uygulanamaz. Suçlar
ve cezalar ancak kanunla konulur ve
kaldırılır. Kanunlar, geleceğe etkili olarak
uygulanırlar; ancak lehe hükümler
geçmişe etkili uygulanır.
İspat Külfeti: İddia eden, iddiasını hukuka
uygun elde edilen kanıtlar ile kanıtlamak
zorundadır. Dolayısıyla, kanunda
öngörülen istisnalar dışında, iddia
doğru kabul edilip, aksinin ispatı külfeti
aleyhinde iddia olunan tarafa yüklenemez.
“Bakanlar Kurulu’na verilen yetkinin
muafiyet ve tam istisna hâllerinde
kanunilik ilkesine ciddi zarar verdiği
hatta kimi hallerde ilkeyi tamamen
bertaraf ettiği de görülmektedir.
Bakanlar Kurulu’na verilen yetkinin
katı sınırlarla çerçevelenmesi
verginin kanuniliği bağlamında son
derece elzemdir.”
Vergilendirmede Temel Anayasal İlkeler
Kanunilik İlkesi
Anayasa’nın 73’üncü maddesi gereği
olarak vergisel yükümlülükler ancak
kanunla konulur, değiştirilir veya
kaldırılabilir. Anayasa belirli ve sınırlı
bir çerçeve içinde Bakanlar Kurulu’na
yükümlülüklerden muafiyet, istisna ve
indirim oranlarında kanunun belirttiği
yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik
yapma yetkisi tanımaktadır. Anayasa
tarafından Bakanlar Kurulu’na verilen
yetkinin, kanunilik ilkesine aykırı
düşmediği iddia edilmektedir. Ancak
Bakanlar Kurulu’na verilen yetkinin
muafiyet ve tam istisna hâllerinde
kanunilik ilkesine ciddi zarar verdiği
hatta kimi hallerde ilkeyi tamamen
bertaraf ettiği de görülmektedir. Bakanlar
Kurulu’na verilen yetkinin katı sınırlarla
çerçevelenmesi verginin kanuniliği
bağlamında son derece elzemdir.
Anayasa’nın çizmiş olduğu çerçevenin,
kanunilik ilkesini kuvvetler ayrılığı prensibi
üzerine oturtmakta olduğu görülmektedir.
Özetle, vergilendirme yetkisi yasama
organına aittir ve kendisine çizilen katı
çerçeve içerisinde yürütme organı da
bu yetkinin doğal sonucu olan yasaları
uygulama yetkisini haizdir.
Verginin kanuniliği ilkesi bakımından
önemli ancak dar bir sınırlama, Bütçe
Kanunu’yla ilgili olarak karşımıza
çıkmaktadır. Anayasa’nın 161’inci
maddesine göre bütçe kanunlarına bütçe
ile ilgili hükümler dışında bir başka hüküm
koymak mümkün değildir. Dolayısıyla
bütçe kanunlarıyla vergilendirme
yapılamaz.
Vergilendirmede kanunilik ilkesi
tartışılırken uluslararası anlaşmalar
vasıtasıyla oluşan hukuk da göz önünde
tutulmalıdır. Anayasa’nın 90’ıncı
maddesine göre usulünce yürürlüğe
konulmuş milletlerarası anlaşmalar
Sorumlu Vergicilik
15