Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik
Belirtilmesinde yarar olan diğer bir
önemli husus da verginin kanuniliği
ilkesinin tarihsel süreçte tüm Anayasa
metinlerimiz tarafından titizlikle
korunduğudur:2
• 1876 Kanunu Esasi Madde 25: Bir
kanuna müstenit olmadıkça vergi ve
rüsumat namı ile ve namı aherle hiç
kimseden bir akçe alınamaz.
• 1924 Anayasası Madde 85: Vergiler
ancak bir kanun ile tarh ve cibayet
olunabilir.
1961 Anayasası Madde 61: Herkes,
kamu giderlerini karşılamak üzere, malî
gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi, resim ve harçlar ve benzeri malî
yükümler ancak kanunla konulur. Kanunun
belli ettiği yukarı ve aşağı hadler içinde
kalmak, ölçü ve esaslara uygun olmak
şartıyla, vergi, resim ve harçların muafiyet
ve istisnalarıyla nispet ve hadlerine ilişkin
hükümlerde değişiklik yapmaya, Bakanlar
Kurulu yetkili kılınabilir.
Özetle, salınacak bir verginin Anayasa’nın
öngördüğü temel ilkeleri gözetecek
şekilde kanunla ihdas edilmesi zorunludur.
Vergi hukuku ilkeleri, vergilendirme
sisteminin temel yapı taşı olan Anayasal
kaynaklı hukuki ilkelerdir.
Vergilendirmeyle İlişkili Hukukun
Evrensel İlkeleri
Anayasaların da birer kanun olduğu bu
nedenle hukukun evrensel ilkelerine
uygun olmaları gerekliliği de göz
ardı edilmemelidir. Dolayısıyla kanun
koyucular anayasaları oluştururken
tamamıyla serbest davranamamakta ve
hukukun evrensel ilkeleri çerçevesinde
hareket etmektedirler. Vergilendirme
yetkisinin temelinde de bulabileceğimiz,
bazı evrensel hukuk ilke ve esaslarına
bu aşamada kısaca değinmek yararlı
olacaktır.
Hukuk Devleti: Evrensel ilke ve
prensiplerin tam kalbinde yer aldığı iddia
edilen bu ilke, koyduğu kurallara öncelikle
kendisi riayet eden ve tüm eylem ve
işlemlerini hukuki denetime tabi tutan
devleti izah etmektedir.
Eşitlik: Bu ilke bütün insanların her
bakımından eşit olduğu fikri üzerine
kurulmuştur. Zorunlu bazı hallerde ve
duyulan ihtiyaçlarla sınırlı olarak farklı
uygulamalar söz konusu olabilir; hukuki
statünün kesin bir şekilde çerçevelenmiş
olması gereklidir.
Sözleşme Özgürlüğü: Herkesin özgür
iradesi ile dilediği sözleşmeyi yapma
ve sözleşmenin şartlarının yerine
getirilmesini bekleme hakkı vardır.
Kuvvetler Ayrılığı: Yasama, yürütme
ve yargı yetkileri kaynaklarını milletten
almaktadırlar. Bu yetkilerin tek elde
toplanmaması ve yetkili kullanıcılar
arasında paylaştırılması gerekmektedir.
Her yetkinin ve kullanıcısının sınırları
belirlidir ve diğer kullanıcılar bu sınırlara
riayet ederler. Aksi hâlde demokratik
bir toplum ve devlet düzeninden
bahsedileme z.
Yargı Birliği: Eşitlik ilkesinin doğal
bir sonucudur. Aynı usul ve esaslarla
yargılama yapan mahkemelerin aynı
yapı altında toplanmasını ifade eder.
Herkes için bu yargı sistemi tektir ve ayrı
gruplar için ayrı bir yargı sisteminden söz
edilemez.
Doğal Hâkim Güvencesi: Herkes,
gerçekleştirdiği eylem tarihinde tabi
olduğu mahkeme ve hâkim huzurunda
yargılanma hakkına sahiptir.
Hâkim Tarafsızlığı: Hâkim, dışarıdan
gelecek etkilerden uzak ve objektif
hareket etmek mecburiyetindedir.