KPMG Turkey Publications | Page 188

Bölüm III: Vergi Danışmanları Açısından Sorumlu Vergicilik Mükellef Hakları Bağlamında Meslek Mensuplarının Rolü M. Yavuz Öner Şirket Ortağı, Vergi Bölümü Çağdaş hukuk düzeninde mükelleflerin devletin vergi toplama yetkisine karşı belli temel hakları olmuş ve bu haklar gerek yasal gerekse vergi idarelerinin beyan ve taahhütlerince tanınarak güvence altına alınmıştır. Nitekim demokrasinin gelişimi vatandaşların devlet otoritesine karşı bütçe hakkı elde etmesiyle söz konusu olmuştur. İngiltere’de kralın vergileme yetkilerinin kısıtlanmasını amaçlayan Magna Carta (1215), Haklar Dilekçesi (Petition of Rights, 1628), Haklar Demeci (Bill of Rights, 1689) kralın parlamento onayı olmadan vergi koymasını yasaklayan demokrasi adımlarıydı. ABD’nin Bağımsızlık Bildirisi’nde de “Temsilsiz vergi olmaz.” sloganı yer almış ve vergilemede yurttaşların söz hakkını tescil etmiştir. Demokrasi tarihine yön veren vergi hukukunun gelişim süreci sonunda günümüzde vergilemenin sadece yasayla yapılabilmesinin ötesinde, vergi kanunlarının uygulanması sırasında da mükelleflerin söz hakkına, insan haklarına ve kaliteli hizmet alma hakkına riayet edilmesi noktasına gelinmiştir. Mükelleflerin hem mükellef olmaları dolayısıyla vergi hukukundan hem de temel insan haklarından kaynaklanan hakları olduğu kabul edilmektedir. Vergi idareleri bu anlayışla uygulamalarında bazı standartlar benimsemekte, uluslararası kuruluşlar kısmen bağlayıcı kısmen yol gösterici nitelikte genel ilkeler geliştirmeye çalışmaktadır. Vergi sistemindeki temel unsurlardan biri olan vergi danışmanları da mükelleflerin temel haklarının geliştirilmesi ve korunmasında önemli roller üstlenmektedir. Rehberlik, temsil ve kanaat önderliği; kaliteli hizmet sunan itibarlı, yetkin ve bağımsız meslek mensuplarının üstlendiği kilit roller arasında başta yer almaktadır. Sorumlu Vergicilik 175