KPMG Turkey Publications | Page 184

Bölüm III : Vergi Danışmanları Açısından Sorumlu Vergicilik
Tarife uygulaması alıcı veya satıcı , hizmet sunucusu ve hizmetten istifade eden iktisadi aktörler arasında söz konusu mal veya hizmete ilişkin olarak mal veya hizmetin sunum biçimi , miktar veya süresi , kalite , müşteri memnuniyeti , müşteri sadakati , alışkanlıklar , fayda / maliyet analizi dışında bir karar etmeni olarak ortaya çıkmaktadır . Tarife uygulaması asgari tarife yerine “ liste fiyatı ” ya da öngörülen / tavsiye edilen fiyat mahiyetinde bir yöntemle de hazırlanabilir . Bu durumda tüm taraflar için yol gösterici bir ücret tarifesi söz konusu olur . Tarifenin asgari bir rakam mantığıyla hazırlanması yerine işin niteliği , hacmi ve yapılması gereken denetime göre farklı parametrelerle öngörülebilmesi de mümkün ve tartışılabilir bir öneridir .
Ayrıca tarife uygulaması KDV hesabını da etkilemektedir . Tarife uygulamasının vergisel açıdan bir önemli tarafı da tarife ile belli edilen işlerde KDV ’ nin tarifeye göre belirlenen bedelden daha düşük bir bedel üzerinden hesaplanamayacağının kabul edilmiş olmasıdır . Emsal bedel KDV uygulaması ile Maliye Hazinesi tarifenin altında iş yapılması hâlinde eksik hesaplanan vergiyi de mükelleflerden isteyebilmektedir .

“ İşin kamusal fayda vasfı ve yapılan denetim ve raporlamanın sonuçları ve önem derecesi bu tür özellikli işlerin klasik mal ve hizmetler gibi fiyatlanmaması ve / veya rutin satın alma süreçlerinden geçmiyor olmasını da gerektirmektedir . Bu açıdan asgari tarife yerine yol gösterici bir tarife kullanılması üzerinde düşünülmelidir .”

Tarife Uygulamasının Neden Olduğu Belirsizlik Ülkemizde asgari tarife uygulaması mükellefler ve meslek mensupları arasında belirsiz ve yeri geldiğinde gereksiz ihtilaflara yol açabilmektedir . Asgari tarife benzeri bir uygulamanın olduğu bir ülkede mükelleflerin fiyattan ziyade işin içeriği , kalitesi , denetim süreci , denetimin etkinlik ve verimliliği alanlarına yoğunlaşmaları asgari bir tarife olduğu için bu işin bu kısmına zaman harcamamaları beklenebilir . Fakat vakıa odur ki , ülkemizde ne yazık ki denetçi , YMM veya mali müşavir seçimi ve birlikte çalışma kararı verilmesinde fiyat da başat bir rol oynamakta , bu tür hassas hizmetler bir “ satın alma ” mantığıyla tedarik edilen herhangi ürün veya hizmetler gibi “ tedarik , satın alma ” süreçlerine muhatap olabilmekte , kamu kuruluşları veya sermayesinde kamu payı olarak şirket veya işletmeler bu iş için ihale dâhi açabilmektedir . Söz konusu olan asgari tarife uygulaması ile bu tür gerçeklerle karşılaşılmıyor olması gerekirdi . İşin kamusal fayda vasfı ve yapılan denetim ve raporlamanın sonuçları ve önem derecesi bu tür özellikli işlerin klasik mal ve hizmetler gibi fiyatlanmaması ve / veya satın alma süreçlerinden geçmiyor olmasını da gerektirmektedir . Bu açıdan asgari tarife yerine yol gösterici bir tarife kullanılması üzerinde düşünülmelidir .
Haksız Rekabet Uygulaması Asgari tarifenin rekabeti bozucu bir etkisi bulunduğunu ileri sürmek de mümkündür . Rekabet Kurumu ’ nun 2015 yılında yayımladığı bir rapora 2 göre tarife uygulamaları rekabeti bozucu bir engel olarak görülmektedir . Anılan rapora göre rekabetin korunmasının kamunun tek amacı olmadığı ; devletin sosyal , politik , kültürel ve ekonomik başka amaçlarının bulunabileceği kuşkusuzdur . Ancak kimi durumlarda bu tür düzenlemeler rekabeti , söz konusu amaçlara ulaşılması için gerekli olandan daha fazla sınırlamakta
Sorumlu Vergicilik 171