Bölüm II: Uluslararası Düzeyde Sorumlu Vergicilik
anlaşmalarının izin verdiği çerçevede,
bir plana bağlı olarak şekillenmesi
ancak anlaşma hükümlerindeki
boşluklardan faydalanarak hiç vergileme
yapılmamasına olanak sağlayacak şekilde
olmaması gerekmektedir. Bu açıdan
bakıldığında, işletmelerin faaliyetleri
sırasında gerçekleştirdikleri işlemlerden
doğan vergi yükümlülüklerinin
önceden belirlenmesi, kurumsal bir
vergi politikasının oluşturularak bu
kapsamda hareket edilmesi, gelecekteki
faaliyetlerin ve bu faaliyetlerin tabi olduğu
vergileme kuralları ve yüklerinin önceden
hesaplandığı bir vergi planlamasına
yönelmeleri gayet doğaldır. Burada
yapılan işlemlerin ve oluşturulan yapıların
yasal sınırlar içinde kalması ve boşlukların
suiistimal edilmediği bir vergi tasarrufu
sağlanması mümkündür.
“Vergi kaçakçılığı toplum bireyleri
arasında ciddi bir tepki ve adaletsizlik
duygusu yaratabilecek bir suçtur.
Vergiden kaçınma ise genel olarak
kanunun lafzını dikkate alarak
mük elleflere sağlanan imkânların
kullanılmasını ifade eder.”
Vergiden Kaçınma ile Vergi Kaçakçılığı
Kavramlarının Karşılaştırılması
Vergiden kaçınma ve vergi kaçakçılığı
kavramları vergi matrahının azaltılması
veya tamamen ortadan kaldırılmasını
ifade etmekle birlikte anlamları farklıdır.
Vergi kaçakçılığı vergi yasalarındaki
düzenlemelere aykırı olarak verginin
hiç ödenmemesi ya da ödenmesi
gerekenden daha az ödenmesidir.
Dolayısıyla vergi kaçakçılığı genellikle
gerçek dışı beyanda bulunmakla veya
hiç beyanda bulunmamakla yapılır.
Mükellefin kastıyla oluşan bu durum
vergi idarelerinin tüm dünyada az veya
çok karşılaştığı küresel bir sorundur.
Vergiden kaçınma davranışını tanımlamak
ise vergi kaçakçılığında olduğu kadar
kolay değildir. Zira vergi mükelleflerinin
vergiden kaçınırken kullandığı yöntemlerin
yasal bir dayanağı vardır. Genel olarak
kasıtlı bir şekilde vergi matrahının
doğru olarak beyan edilmemesi veya
eksik beyan edilmesinden ziyade vergi
matrahını en aza indirmek veya tamamen
ortadan kaldırmak için mükelleflerin vergi
kanunlarındaki boşlukları kullanması
söz konusudur. Kasıtlı aldatma veya
hata ile vergiye tâbi ekonomik faaliyetin
doğru olarak beyan edilmemesi durumu
kanunun ihlali olup bu davranış, vergi
kaçakçılığı olarak nitelendirilir. Vergi
kaçakçılığı toplum bireyleri arasında
ciddi bir tepki ve adaletsizlik duygusu
yaratabilecek bir suçtur. Vergiden
kaçınma ise genel olarak kanunun lafzını
dikkate alarak mükelleflere sağlanan
imkânların kullanılmasını ifade eder.
Kanun koyucular hangi düzenlemelerin
ödenmesi gereken vergiyi azalttığının
farkındadırlar. Bu sebeple vergi
mükelleflerinin kendilerine tanınan
yasal imkânlar çerçevesinde vergiden
kaçınmalarının hedeflenen ekonomik
koşullara ulaşılmasında negatif bir
yansımasının olmayacağını düşünmek
gerekir. Mükelleflerin kendilerine tanınan
çeşitli hakları suiistimal ederek, vergi
kanunlarının konuluşundaki maksat
ve ruhunu dikkate almadan bir veya
birden fazla düzenlemeyi sistematik bir
şekilde uygulamaları noktasında yasal
düzenlemeler içinde kalıp kalmadığı
tartışmalı olabilmektedir. Her ne kadar
vergi idareleri, mükelleflerin kendilerine
sağlanan yasal imkânları suiistimal
edip etmediklerini denetlese ve
gerektiğinde kısıtlayıcı önlemler alsa