KPMG Turkey Publications | Page 169

Bölüm II: Uluslararası Düzeyde Sorumlu Vergicilik 2015 yılında G20 Liderler Zirvesi’ne ev sahipliği yapan Türkiye, minimum standartlar üzerinde anlaşan ülkelerden biridir. Türkiye’nin üstünde durduğu ve minimum olarak uygulamayı taahhüt ettiği standartlar, zararlı vergi rejimleri ile mücadele, karşılıklı anlaşma usullerinin geliştirilmesi, transfer fiyatlandırması dokümantasyonun yeniden değerlendirilmesi ve ülke bazında raporlama ve çifte vergilendirme anlaşmalarının vergiden kaçınma için kullanılmasını önlemeye ilişkin eylem planlarıdır. Dolayısıyla hükümetin önümüzdeki dört yıllık süreçte BEPS ile Mücadele Eylem Planları’yla ilgili düzenlemeler geliştirmesi gerekmektedir. BEPS ile Mücadele Eylem Planları’nın hayata geçirilmesi için yeni kanunlar ve bu doğrultuda Bakanlar Kurulu Kararı ve Tebliğ gibi ilgili ikincil düzenlemelerde değişiklikler yapmak gerekecektir. BEPS ile Mücadele Eylem Planları’nın bazıları vergi hukukumuzda hâlihazırda yer almaktadır. Örneğin KEYKK uygulaması Türkiye’de oldukça katı bir şekilde takip edilmektedir. Faiz gideri kısıtlamasını içeren dördüncü eylem planı, ilişkili taraflardan borçlanmayı kısıtlayan örtülü sermaye uygulaması ve uygulamada olmayan finansman gideri kısıtlaması da vergi hukukumuzda yer almaktadır. Transfer fiyatlandırması hükümleri de Türk vergi hukukunda yer almaktadır. Ancak Türk transfer fiyatlandırması hükümlerinin temelini oluşturan OECD Transfer Fiyatlandırması rehberinin BEPS ile Mücadele Paketi’nde ortaya çıkan raporlar doğrultusunda değişeceği düşünüldüğü için, Türk transfer fiyatlandırması kurallarının da revize OECD Transfer Fiyatlandırması rehberi ile uyumlu hâle getirilmesi beklenmektedir. Öte yandan geniş bir kapsamı olan dijital ekonomiye ilişkin bir numaralı eylem planı kapsamında Türkiye’nin transfer fiyatlandırması, işyeri tanımı ve KEYKK kuralları kapsamında dijital ekonomi vergilendirmesini gerçekleştirmesi beklenmektedir. Hibrit düzenlemelere ilişkin ikinci eylem planı ile de hibrit yapıların vergilenmesinde vergileme hakkını düzenleyici uygulamalar getirilmesi beklenmektedir. Yine transfer fiyatlandırması ile ilgili olan ancak sadece transfer fiyatlandırması ile sınırlı olmayan on üçüncü eylem planında yer alan ülke bazında raporlama sonucu Türk hükümeti çok uluslu işletmelerin verisine ulaşabilecek ve risk analizi gerçekleştirebilecektir. Türkiye’nin de dâhil olduğu bazı ülkeler ülke bazında raporlama formatında olmayan yönetim ücreti ve lisans bedeli ödemeleri tutarlarının ülke bazında raporlamaya dâhil edilmesini talep etmiştir. Türk vergi sisteminin belki de ikinci düzenlemelere en çok ihtiyaç duyulan konu uluslararası vergilemedir. Örneğin iş yeri tanımı Vergi Usul Kanunu’nda yer almakla beraber iş yeri tanımının nasıl belirlenmesi gerektiği, işyerine isnat edilecek kazancın nasıl belirleneceğine ilişkin uygulanacak detaylı açıklamalar mevcut değildir. Bu nedenle BEPS ile mücadeleyle birlikte Türk vergi mevzuatında da ikincil düzenlemeler ile uluslararası vergileme konularında daha ayrıntılı düzenlemelerin yapılması beklenmektedir. Türkiye’nin çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarında BEPS ile Mücadele Eylem Planları doğrultusunda değişiklik yapması için on beşinci eylem planına uygun olarak çok taraflı vergi anlaşmasına imza atıp atmayacağı henüz kamuoyu ile paylaşılmamıştır. Ülke ekonomisinin yapısı gereği Türk hükümetinin üstünde en çok durduğu konular otomatik bilgi değişimi ve kayıt dışı ekonomi ile mücadeleye yöneliktir.6