Bölüm II: Uluslararası Düzeyde Sorumlu Vergicilik
ifade etmek durumda kalmaya hazır
olması, artık sıra dışı bir durum olmaktan
çıkmıştır. Vergi gibi teknik ve uzmanlık
gerektiren bir konunun bu konu hakkında
teknik bilgisi olmayan toplum kesimleri
ile tartışılması gerekliliği artık kaçınılmaz
bir durumdur ve bu da ayrı bir zorluk
doğurmaktadır.
“Aşırı katı vergi düzenlemeleri veya
yorumları nedeniyle ülkesinin
menfaatine olacak olan yatırımların
yapılmamasına, ertelenmesine veya
azaltılmasına sebebiyet vermesi,
toplum için vergisel olarak ortaya
çıkabilecek bir kayıp veya kaçaktan
daha zararlı sonuçlar doğurabilir.”
Ancak bu zorluklar vergi danışmanlarına
sadece risk yönetimi anlamında
bir sorumluluk yüklememektedir.
Sorumlu vergi danışmanlarının henüz
sıcak ve güncel olan bu tartışmada
söz sahibi olarak ortaya çıkacak yeni
normal düzende dengeli bir seviyenin
kurulabilmesine de katkı vermesi
gerekmektedir. Aksi takdirde, aşırı katı
vergi düzenlemeleri veya yorumları
nedeniyle ülkesinin menfaatine olacak
olan yatırımların yapılmamasına,
ertelenmesine veya azaltılmasına
sebebiyet vermesi, toplum için vergisel
olarak ortaya çıkabilecek bir kayıp veya
kaçaktan daha zararlı sonuçlar doğurabilir.
Vergi danışmanları bu tartışmada söz
almalı, gerek kanun koyucu gerekse
kamu idaresi nezdinde verginin ekonomik
düzendeki yerinin kamu ile ilişkisi
bakımından dengeli bir değerlendirmeye
konu edilmesi, mümkün olduğu kadar
herkesin anlayabileceği ve uzlaşabileceği
objektif yaklaşımlara bağlanmasını
sağlamak için çaba göstermelidir. Bunu
yapabilmek için vergi danışmanlarının
küresel gelişmeleri de yakından takip
etmesi ve sadece vergi uzmanlığı
nosyonu ile yetinmeyerek ekonomik
gelişmeleri anlayıp yorumlayabilen bir
vizyona sahip olmaları gerekmektedir.
Sorumlu bir vergi danışmanı, kendi
ülkesinin özel koşullarını bilerek ve
küresel gelişmeleri yerel gerçeklerle
birlikte yorumlayarak mesleki
yaklaşımını belirlemelidir.
Örneğin Türkiye gibi hâlen kayıt dışı
ekonomi gerçeği olan, işgücü piyasasında
herhangi bir sosyal güvencesi olmadan
çalışmayı kabul eden (etmek zorunda
kalan) bir kesim bulunan ülkelerde bazen
temel vergi hakları uluslararası şirketlerin
vergi kanunlarını yorumlamasının önüne
geçebilmektedir. Toplumun bir kesimi
görece olarak verimsiz ekonomik
faaliyetleri kayıt dışı olarak sürdürerek hiç
vergi vermezken kayıt altında iş yapan çok
uluslu işletmelerin mevzuatın öngördüğü
vergi teşviklerini ve avantajlarını
kullandıkları için eleştirmek ne kadar
hakkaniyetli olur? Bu sebeple şu anda
küresel ölçekte devam eden tartışmalar
ve ülkeler üstü kurumlar nezdinde yapılan
çalışmaların Türkiye için uygulanması
aşaması yerel ekonomik gerçeklerle
birlikte değerlendirilmelidir.
Sorumlu Vergicilik
141