Bölüm II: Uluslararası Düzeyde Sorumlu Vergicilik
Vergi Danışmanının Rolü Değişiyor
Bu bilgiler ışığında bir vergi danışmanının
sorumlu vergicilik yaklaşımıyla
rolü ne olmalıdır? Özellikle vergi
danışmanları uluslararası yatırımcılar
ile ilişki bakımından kendilerini nasıl
konumlandırmalıdırlar? Bu soruların
cevapları içinde yoruma açık kavramları
barındırmaktadır. Örneğin sorumluluk,
ahlaki tavır, adil vergi dağılımı gibi
kavramlar genel olarak kabul görmekle
birlikte bunların uygulamadaki karşılıkları
çok öznel ve zaman zaman ekonomik
ve kültürel gelişmişlik düzeyinden
kaynaklanan farklılıklara yol açmaktadır.
“Gelişmekte olan bir ekonominin
ülkesinin büyümesi için gerekli
yatırım ve istihdam ihtiyacını
karşılayacak olan yabancı
yatırımcılara vergisel kolaylıklar
ve teşvikler sunması normal
görülmektedir. ‘Bir vergi danışmanının
da çok uluslu bir şirkete bu
teşviklerden yararlanmak için yol
göstermesi, bu doğrultuda bir
yapıla nma kurulmasına yardımcı
olması kendi ülkesinde daha az
vergi ödenmesine yol açacağı için
sorumlu vergicilik anlayışı ile çelişir
mi?’ sorusunun yanıtı tartışmaya
açıktır.”
Örneğin gelişmekte olan bir ekonominin
ülkesinin büyümesi için gerekli yatırım
ve istihdam ihtiyacını karşılayacak olan
yabancı yatırımcılara vergisel kolaylıklar ve
teşvikler sunması normal görülmektedir.
Bir vergi danışmanının da çok uluslu
bir şirkete bu teşviklerden yararlanmak
için yol göstermesi, bu doğrultuda
bir yapılanma kurulmasına yardımcı
olması kendi ülkesinde daha az vergi
ödenmesine yol açacağı için sorumlu
vergicilik anlayışı ile çelişir mi sorusunun
yanıtı tartışmaya açıktır.
Soruyu daha da genelleştirirsek, verginin
topluma katkısı, genel ekonomik
aktiviteden ayırt edilebilir mi? Eğer
edilemezse, uluslararası yatırımcıların
sadece düşük vergi ödemesi dolayısı ile
bir ülkeye zarar verdiği değerlendirmesi
doğru mudur?
Bu soruları bir de sınır ötesi boyutlara
taşırsak; birden çok ülkede faaliyet
gösteren bir şirket için kârlılığın emsal
değeri hangi kritere göre ölçülürse adil
olarak kabul edilebilir? Bu şirketler faaliyet
serbestisi içinde hangi ülkede daha fazla
ekonomik faaliyet ve yatırım yapacağını
seçerken vergi avantajlarını da dikkate
alarak karar vermeleri ahlaki değil midir?
Bunun gibi sorular vergi danışmanlarının
hayatını zorlaştırırken onları bu
tartışmanın merkezine, yatırımcılar ve
kamu otoritesi gibi ana oyuncuların yanına
yerleştirmektedir. Bir danışmanın vermiş
olduğu görüş sonucu ortaya çıkabilecek
sonuçların kamuoyu önünde tartışılmasına
ve sadece yasal uygunluk anlamında
değil, aynı zamanda ahlaki ilkeler
bakımından da kamuoyu nezdinde doğru
kabul edilip edilmediğine dair kendisini