Abdulkadir Kahraman’la Sorumlu Vergicilik Üzerine Söyleşi
Sorumlu vergicilik kavramını nasıl
tanımlıyorsunuz? Bu kavram hangi
ihtiyaçtan doğdu?
Vergi kavramı, kadim çağlardan beri
yönetim şekli ne olursa olsun gerek
devletler, gerek ticari faaliyette bulunanlar,
gerekse toplumun geneli için önemini hiç
bir zaman kaybetmedi. Verginin önemi
hem kamu maliyesi için en sağlam gelir
kaynağı olmasından hem de toplumda
belli kesimlere mali kaynak aktararak
adaleti sağlama işlevi görmesinden
kaynaklanmaktadır. Sorumlu vergicilik
kavramı, özellikle gelişmiş ülkelerde
2009 ekonomik krizinden sonra artan
bir şekilde gündeme gelmeye başlayan
“kimlerin vergi kaçırdığı, kimlerin vergiden
kaçındığı ve kimlerin vergisini gereğince
ödediği” tartışmalarının bir sonucu olarak
ön plana çıkmaya başladı. Özellikle global
finansal kriz sonrasında artan bütçe
açıkları, uluslararası ticaret yaygınlaşması,
dijital ekonominin çok uluslu işletmelere
farklı yapılar geliştirme imkânı sunması ve
kurumsal sosyal sorumluluk anlayışının
yaygınlaşması sonucunda vergi adaleti
kavramı daha çok sorgulanan bir konu
hâline geline geldi.
Vergi danışmanlarına toplumun ortak
yararını göz önünde bulundurarak bu
tartışmalara yön vermek konusunda
önemli bir görev düşüyor. KPMG İngiltere
bu amaçla 2014 yılı ortalarında Common
Vision (Ortak Vizyon) adlı İngiltere
merkezli düşünce kuruluşu bünyesinde
bir çalışma grubu kurarak toplumun ortak
yararına hizmet eden sorumlu bir vergi
davranışının nasıl olması gerektiğine
yönelik çalışmalara liderlik etmeye
başladı. Bu çalışmalar, değişen dünya
şartlarında verginin ne ifade ettiğini
yeniden keşfetmeyi ve sorumlu verginin
amacını ortaya koymayı amaçlıyor. KPMG
Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA)
Bölgesi Başkanı ve KPMG İngiltere Vergi
Bölüm Başkanı Jane McCormick sorumlu
vergicilik felsefesini şu şekilde açıklıyor: