KPMG Turkey Publications | Page 133

Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik Toplam vergi yükü bir ülkede genellikle bir yıllık dönemde ödenen vergilerin ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasına (GSYH) oranı olarak tanımlanmaktadır. Bireysel kaynakların ne oranda kamuya aktarıldığına dair net bir fikir veren toplam vergi yükü, yarattığı sosyal, siyasal ve ekonomik etkiler nedeniyle yakından takip edilmektedir. Toplam vergi yüküne paralel ele alınabilecek kişisel vergi yükü ise, sübjektif ve objektif vergi yükü olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Sübjektif vergi yükü, kişilerin vergiye karşı psikolojik tutumlarını ifade etmektedir. Vergi baskısı veya vergi tazyiki adı da verilen sübjektif vergi yükünün hesaplanması mümkün değildir. Objektif vergi yükü ise kişilerin belirli bir dönemde ödedikleri vergilerin aynı dönemde elde ettikleri gelire oranını ifade eder.1 Vergi yükü kavramıyla ilintili diğer bir kavram ise vergi kapasitesi veya vergi potansiyelidir. Ülkenin vergilendirilebilir ekonomik potansiyelini asgari geçim indiriminin üzerindeki gayrisafi yurtiçi hasıla oluşturmaktadır. Ancak bu potansiyelin tamamının vergilendirilmesi düşünülemez. İktisatçı Colin Clark, 1945 yılında yaptığı bir çalışmada vergi kapasitesinin milli gelirin %25’i civarında olabileceğini ileri sürmüştür.2 Ülkemiz açısından bu alanda bazı çalışmalar bulunsa da özü itibariyle vergi kapasitesine dair net bir belirleme yapılmasında ciddi sorunlar bulunmaktadır. Bu nedenle vergi kapasitesinin belirlenmesine yönelik en iyi yöntem bu kapasiteyi belirleyecek faktörlerin bilinmesine yönelik çabalar olacaktır. Bu faktörler genel olarak, kişi başına düşen milli gelir, sektörlerin GSYH içindeki payları ile istihdamın sektörel ve milli gelir içindeki dağılımı şeklinde düşünülebilir.3 “Türkiye’nin 1990 ve 2006 yılları arasındaki vergi kapasitesi üzerine yapılan bir araştırmada özetle 15 yıllık dönemde gerçekleşen vergi yükünün planlanan vergi yükünün sürekli altında kaldığı başka bir ifadeyle vergileme kapasitesine ulaşılamadığı görülmüştür.” Türkiye’nin 1990 ve 2006 yılları arasındaki vergi kapasitesi üzerine yapılan bir araştırmada 15 yıllık dönemde gerçekleşen vergi yükünün planlanan vergi yükünün sürekli altında kaldığı başka bir ifadeyle vergileme kapasitesine ulaşılamadığı görülmüştür.4 Ayrıca yıllar itibariyle ülkedeki vergi yükü tetkik edildiğinde de, optimal vergileme düzeylerine ulaşılamamış olsa dâhi vergi yükünde artışlar olduğu görülmektedir. GSYH, Genel Bütçe Vergi Gelirleri ve Vergi Yükü (2002 - 20015) ( BİN TL) GSYH VERGİ GELİRLERİ VERGİ YÜKÜ (1998 BAZLI) (*) (%) YILLAR (1) (2) (2/1) 2002 350.476.089 65.188.479 18,6 2003 454.780.659 89.893.112 19,8 2004 559.033.026 111.335.368 19,9 2005 648.931.712 131.948.778 20,3 2006 758.390.785 151.271.701 19,9 2007 843.178.421 171.098.466 20,3 2008 950.534.251 189.980.827 20,0 2009 952.558.579 196.313.308 20,6 2010 1.098.799.348 235.714.637 21,5 2011 1.297.713.210 284.490.017 21,9 2012 1.416.798.490 317.218.619 22,4 2013 1.567.289.238 367.517.727 23,4 2014 1.748.167.817 401.683.956 23,0 2015 1.953.561.332 464.886.790 23,8 (*) Vergi gelirleri rakamlari mahalli idare ve fon paylari ile red ve iadeler dahil tutarlardir. Not : 2008-2015 yılları vergi gelirleri içerisindeki gelir vergisi tevkifat rakamına asgari geçim indirimi tutarı dâhildir. Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı