Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik
Toplam vergi yükü bir ülkede genellikle
bir yıllık dönemde ödenen vergilerin
ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasına
(GSYH) oranı olarak tanımlanmaktadır.
Bireysel kaynakların ne oranda kamuya
aktarıldığına dair net bir fikir veren toplam
vergi yükü, yarattığı sosyal, siyasal ve
ekonomik etkiler nedeniyle yakından
takip edilmektedir. Toplam vergi yüküne
paralel ele alınabilecek kişisel vergi yükü
ise, sübjektif ve objektif vergi yükü olmak
üzere ikiye ayrılmaktadır. Sübjektif vergi
yükü, kişilerin vergiye karşı psikolojik
tutumlarını ifade etmektedir. Vergi baskısı
veya vergi tazyiki adı da verilen sübjektif
vergi yükünün hesaplanması mümkün
değildir. Objektif vergi yükü ise kişilerin
belirli bir dönemde ödedikleri vergilerin
aynı dönemde elde ettikleri gelire oranını
ifade eder.1
Vergi yükü kavramıyla ilintili diğer bir
kavram ise vergi kapasitesi veya vergi
potansiyelidir. Ülkenin vergilendirilebilir
ekonomik potansiyelini asgari geçim
indiriminin üzerindeki gayrisafi yurtiçi
hasıla oluşturmaktadır. Ancak bu
potansiyelin tamamının vergilendirilmesi
düşünülemez. İktisatçı Colin Clark,
1945 yılında yaptığı bir çalışmada vergi
kapasitesinin milli gelirin %25’i civarında
olabileceğini ileri sürmüştür.2
Ülkemiz açısından bu alanda bazı
çalışmalar bulunsa da özü itibariyle
vergi kapasitesine dair net bir
belirleme yapılmasında ciddi sorunlar
bulunmaktadır. Bu nedenle vergi
kapasitesinin belirlenmesine yönelik en
iyi yöntem bu kapasiteyi belirleyecek
faktörlerin bilinmesine yönelik çabalar
olacaktır. Bu faktörler genel olarak, kişi
başına düşen milli gelir, sektörlerin GSYH
içindeki payları ile istihdamın sektörel
ve milli gelir içindeki dağılımı şeklinde
düşünülebilir.3
“Türkiye’nin 1990 ve 2006 yılları
arasındaki vergi kapasitesi üzerine
yapılan bir araştırmada özetle 15
yıllık dönemde gerçekleşen vergi
yükünün planlanan vergi yükünün
sürekli altında kaldığı başka bir
ifadeyle vergileme kapasitesine
ulaşılamadığı görülmüştür.”
Türkiye’nin 1990 ve 2006 yılları
arasındaki vergi kapasitesi üzerine
yapılan bir araştırmada 15 yıllık dönemde
gerçekleşen vergi yükünün planlanan
vergi yükünün sürekli altında kaldığı
başka bir ifadeyle vergileme kapasitesine
ulaşılamadığı görülmüştür.4 Ayrıca yıllar
itibariyle ülkedeki vergi yükü tetkik
edildiğinde de, optimal vergileme
düzeylerine ulaşılamamış olsa dâhi vergi
yükünde artışlar olduğu görülmektedir.
GSYH, Genel Bütçe Vergi Gelirleri ve Vergi Yükü
(2002 - 20015) ( BİN TL)
GSYH
VERGİ GELİRLERİ VERGİ YÜKÜ
(1998 BAZLI)
(*)
(%)
YILLAR
(1)
(2)
(2/1)
2002
350.476.089
65.188.479
18,6
2003
454.780.659
89.893.112
19,8
2004
559.033.026
111.335.368
19,9
2005
648.931.712
131.948.778
20,3
2006
758.390.785
151.271.701
19,9
2007
843.178.421
171.098.466
20,3
2008
950.534.251
189.980.827
20,0
2009
952.558.579
196.313.308
20,6
2010
1.098.799.348
235.714.637
21,5
2011
1.297.713.210
284.490.017
21,9
2012
1.416.798.490
317.218.619
22,4
2013
1.567.289.238
367.517.727
23,4
2014
1.748.167.817
401.683.956
23,0
2015
1.953.561.332
464.886.790
23,8
(*) Vergi gelirleri rakamlari mahalli idare ve fon paylari ile red
ve iadeler dahil tutarlardir.
Not : 2008-2015 yılları vergi gelirleri içerisindeki gelir vergisi
tevkifat rakamına asgari geçim indirimi tutarı dâhildir.
Kaynak: Gelir İdaresi Başkanlığı