KPMG Turkey Publications | Page 111

Bölüm I: Ulusal Düzeyde Sorumlu Vergicilik Öte yandan VUK’un 140’ıncı maddesine göre vergi incelemesi ile görevli olanların vergi kanunlarıyla ilgili kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı vergi inceleme raporu düzenleyemeyecekleri belirtilmiştir. Bu hükümden Anayasa’ya ve vergi kanunlarına aykırı hükümler barındıran, normlar hiyerarşisine uygun olmayan alt düzenlemelere uyulması gerektiği sonucu çıkartılmamalıdır. Aksi bir uygulama, Anayasa’nın 73’üncü maddesi kapsamında vergilerin kanuniliği ilkesine ve hukuka aykırıdır.3 “Unutulmaması gereken; vergi inceleme sürecinin bir doğruyu, gerçeği arama yolculuğu olduğudur. Bu nedenle kanuni, somut dayanaklara sahip, ispat edilmiş, kanıtlanmış iddialar raporlara konu edilmeli, mükellefler çok uzun ve maliyetli yargı süreçleriyle karşı karşıya bırakılmamalıdır.” Öte yandan vergi incelemesi sürecinde ve vergi inceleme raporunun düzenlenmesi sırasında ispat meselesi çoğu zaman sahipsiz kalmaktadır. “Kim, neyi, ne zaman ispat etmelidir?” sorusu temel sorudur. Ancak belirtmek gerekir ki VUK’un 3’üncü maddesinde de ifade edildiği üzere normal ve mutad olmayanı iddia eden, iddiasını ispatlamak durumundadır. Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Diğer bir ifadeyle olayın görünüşteki biçimiyle gerçekteki biçimi arasında bir fark varsa ve bu gerçeğe göre bir rapor düzenlenecekse inceleme elemanları bu durumu yargı aşamasına gelmeden ispatlamalıdır. Oysa vergi inceleme raporları bu kuralı dikkate almadan yazılmakta, eleştiri yapılmakta ve ispat yükü tersine çevrilerek “Haklılığınızı yargıda kanıtlayın.” anlayışı inceleme raporlarına hâkim olabilmektedir. Unutulmaması gereken vergi inceleme sürecinin bir doğruyu, gerçeği arama yolculuğu olduğudur. Bu nedenle kanuni, somut dayanaklara sahip, ispat edilmiş, kanıtlanmış iddialar raporlara konu edilmeli, mükellefler çok uzun ve maliyetli yargı süreçleriyle karşı karşıya bırakılmamalıdır. Bu anlamda incelemede iddia edilen konuların hukuki dayanakları çok iyi ortaya konulmalı, mükellef nezdinde mağduriyet yaratacak hukuka aykırı uygulamalara son verilmelidir. VUK’un 30’uncu maddesi gereği re’sen tarhiyat istenirken, ihtiyati haciz, teminat isteme gibi birtakım idari uygulamalar yapılırken, kaçakçılık gibi suçlarda suç duyurularında bulunulurken ispat müessesesi herhangi bir keyfiliğe neden olmayacak kesinlikte işletilmelidir. “İnceleme tutanaklarında mükellefler hiçbir yönlendirme olmaksızın özgürce ifade ve beyanda bulunabilmeli, tutanakta yer alan bilgilerin doğruluğunu kontrol edebilmelidir. Bu, incelemenin sağlıklı yapılabilmesi açısından da şarttır.”