Draje Dergi Draje Dergi || İsyankâr Draje | Page 10

10 TABAĞIMDAKİ İSYAN… Yazı: Tolga Öztorun – İllüstrasyon: Demet Özge Aykan Y eniden ve uzuuun bir aradan sonra Draje Dergi ile herkese merhaba… “İsyankâr Draje” o da ne ola ki? Ne yazsam ki diye düşünürken, biraz pasım gitsin, biraz da bilgileneyim diye internette geziniyordum. Bir türlü konuyu bir yerinden yakalayamıyordum. Fotoğrafçı arkadaşım Defne Sesin Okay’ın Facebook üzerinde bir paylaşımı ile karşılaştım. Harika hikâyeleri olan 5 yaşlarında süper kahraman bir oğlu var Defne’nin. Küçük Arkadaşım Poyraz… Onun ilginç yorumları bir sürü insanın çok dikkatini çekiyor. Defne bizler ile düzenli olarak paylaşıyor. Okuyor, hatta birçok yerde konusunu ediyoruz. Doğuştan isyankâr bizim küçük kahraman Poyraz… İsyanın yaşı olmuyormuş, bize 5 yaşındaki Poyraz bunu anlatıyor. Bir derdi var bizimkinin, annesinden onay istiyor, çat kapı okul müdürünün huzuruna gidiyor. Yaptığınız yemeklerin yanında brokoli ve onun beyazından verin bize diyor. Erken aydınlanan xyz filan kuşağından bu çocuk bir harika dostum. İşte aradığım noktayı buldum. “Tabağımdaki İsyan” İç savaşımız tabağımızda başlıyor, vicdanımız yediğimiz kadar temiz çünkü. Ve başka bir canlının yaşam hakkına duyduğumuz saygı kadar adiliz, adaletliyiz. Biz vejetaryenler ne çok şeye zorlanıyoruz. Ceset yemeye, hatta fazlasına… THY ile akşam saatlerinde iç hat uçarken mesela sadece hindi cesetli sandviç veriliyor, başka seçenek sunulmuyor, her seferinde olay çıkarıyorum. Elbette amacım o bit kadar sandviçi yemek değil ama unutmamalılar biz her yerdeyiz. Defalarca yazmama rağmen THY bu konuda hiçbir destekte bulunmadı. Direnmeye devam… Poyraz’ın yemek isyanı gibi, okullardaki dayatmalar… Kantin-yemekhane saçmalıkları… Son senelerde güzel gelişmeler oluyor. Bazı vicdanlı üniversitelerde vejetaryenvegan menüler hazırlanıyor. Elbette yetmez, bu hak tüm okullarda mecburi olarak kabul edilmeli. Et yemeyi reddetme hakkı, bireyin hem kendi bedenine hâkim olması, ne yiyeceğine kendi karar vermesi hem de başka bir canlıyı öldürmeyi reddetme hakkını temsil ediyor. Böyle şeyler istemek için kendi okuduğum dönemi düşünemiyorum bile… Hapishane ve tutukevlerindeki durum ise hepten içler acısı… Zaten tüm özgülüğünüz kısıtlanmışken, bir de yemek yeme özgürlüğünüz kısıtlanıyor… Osman Evcan ve Hasan Çınar geliyor aklıma, burnum sızlıyor. Suçu ne olursa olsun, kimse hayvan cesedi yemeye zorlanamaz, zorlanmamalı…. İşte bu boktan liste uzayıp gidiyor…